Tüm dünyada tüketim çılgınlığı mevcut ve itiraf ediyorum ben de o çılgınlardan biriyim. Aldığım giysi, aksesuar ve ayakkabıları koyacak yer sıkıntısı her defasında çekiyorum. Ne zaman yeni bir şey alsam özenle kaldırmak istediğimde o acı gerçekle karşılaşıyorum. Aslında bunun çok basit bir çözümü var. "Satın almamak!!"? tabii ki değil, aldığımız şeyleri düzenli bir şekilde kaldırabileceğimiz, dolaplı bir sürü mobilya var. Daha az yer kapladığı gibi giysi ve ayakkabı gibi eşyalarımızın da daha uzun ömürlü olmasını sağlayan mobilyalar bana harika bir çözüm yarattılar. Kendim için aldığım ayyakkabılık, artık onlarca çift ayakkabımı koruyor. Her şeyin sıralı ve düzenli olması, geç kalacağım anlarda hemen aradığımı bulmam bana müthiş bir kolaylık sağladı. Evden çıkarken bir elim renk renk yerleştirdiğim, alamazsam içimin gideceğini bildiğim ve kavuştuğum ayakkabılarımdan elbiseme uyanlardan birine, bir elim de portmanto üzerinde duran ceketime gidiyor ve evden çıkmam en fazla 2 dakikamı alıyor.
.
Benim tüketim çılgınlığımın en sevdiğim yanı da kitaplara olan düşkünlüğümdür. Bu yanımı seviyorum, bu da bir tüketim ve ben bilgi ve hayal de tüketiyorum. Gelip evimdeki kitaplık içinde neler var bir baksanız, bilim kurgu, modernist, romantik, polisiye gibi çok çeşit kitap ile karşılaşabilirsiniz. Alamayacağım diye içimin gittiği ve sahip olduğumda deliler gibi sevindiğim ayakkabılarımın yanı sıra içimin gittiği bir de kitaplarım var ve aldığım elbise ile ayakkabılarımın güzel olmasını kitaplardan kazandığım estetik duyguma borçluyum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder